اَلشِّمْلَةُ [eş-şimlet] (şîn’in kesriyle) Binâ-i nevʹdir, sevbi bütün bürünmek hey΄etine denir ki bundan lisânımızda bürünüş ile taʹbîr olunur; yukâlu: هُوَ حَسَنُ الشِّمْلَةِ أَيْ هَيْئَةِ اشْتِمَالِهِ Ve شِمْلَةٌ صَمَّاءُ”ص،م،م” mâddesinde mezkûrdur.
اَلشِّمِلَّةُ [eş-şimillet] (جِبِلَّةٌ [cibillet] vezninde) ve
اَلشِّمَالُ [eş-şimâl] ve
اَلشِّمْلَالُ [eş-şimlâl] ve
اَلشِّمْلِيلُ [eş-şimlîl] (şîn’lerin kesriyle) Cüst ve revende nâkaya vasf olur; yukâlu: نَاقَةٌ شِمِلَّةٌ وَشِمَالٌ وَشِمْلَالٌ وَشِمْلِيلٌ أَيْ سَرِيعَةٌ
اَلشَّمْلَةُ [eş-şemlet] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) ve
اَلْمِشْمَلُ [el-mişmel] ve
اَلْمِشْمَلَةُ [el-mişmelet] (mîm’lerin kesriyle) Kadife dedikleri büyük ve tüylü saçaklı ihrâmdan küçük şol yufka ihrâma denir ki ʹArablar ona bütün bedenini bürüyüp sarınırlar; yukâlu: جَاءَ وَعَلَيْهِ شَمْلَةٌ وَمِشْمَلٌ وَمِشْمَلَةٌ وَهُوَ كِسَاءٌ دُونَ الْقَطِيفَةِ يُشْتَمَلُ بِهِ Ve
مِشْمَلٌ [mişmel] Pala taʹbîr olunan kısa kılıca denir ki saklandıkta libâsla setr olunur; yukâlu: ضَرَبَهُ بِالْمِشْمَلِ وَهُوَ سَيْفٌ قَصِيرٌ يَتَغَطَّى بِالثَّوْبِ
اَلشِّمِلَّةُ [eş-şimillet] (şîn’in ve mîm’in kesri ve lâm’ın teşdîdiyle) Şol nâkadır ki hafîf ola.
اَلشَّمْلَةُ [eş-şemlet] (şîn’in fethi ve mîm’in sükûnuyla) Bir kilimdir ki onunla bürünürler, ihrâm dedikleri nesne misâlinde. İbnu’s-Sikkît eyitti: tekûlu: اِشْتَرَيْتُ شَمْلَةً تَشْمُلُنِي
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı