اَلصَّمْغَانُ [eṡ-ṡamġân] (سَكْرَانُ [sekrân] vezninde) ve
أَبُو صِمْغَةَ [ebû ṡimġat] (ṡâd’ın kesriyle) Şol kimseye ıtlâk olunur ki ağzı ve kulakları ve gözleri ve burnu ağaç pusu gibi puslanıp lüzûcetli çirklenir ola; yukâlu: لَقِيتُ الْيَوْمَ صَمْغَانَ وَأَبَا صِمْغَةَ وَهُمَا الَّذِي يُصْمِغُ فُوهُ وَأُذُنَاهُ وَعَيْنَاهُ وَأَنْفُهُ كَمَا تُصْمِغُ الشَّجَرَةُ
اَلصَّامِغَانِ [eṡ-ṡâmiġân] ve
اَلصِّمَاغَانِ [eṡ-ṡimâġân] (ṡâd’ın kesriyle) ve
اَلصِّمْغَانِ [eṡ-ṡimġân] (ṡâd’ın kesriyle) Ağzın iki tarafına denir ki avurdun aşağısından dudakların kavuştuğu yerdir, ʹalâ-kavlin dudağın iki tarafında tükürük yığılan yerdir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı