el-buḵar ~ اَلْبُقَرُ

Kamus-ı Muhit - البقر maddesi

اَلْبُقَرُ [el-buḵar] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) Bu dahi dâhiye maʹnâsınadır; ve minhu’l-meselu: “جَاءَ فُلاَنٌ بِالصُّقَرِ وَالْبُقَرِ وَالصُّقَّارَى وَالْبُقَّارَى” أَيِ الْكَذِبِ أَوِ الدَّاهِيَةِ

اَلْبَقْرُ [el-baḵr] (bâ’nın fethi ve ḵâf’ın sükûnuyla) Yarmak maʹnâsınadır; yukâlu: بَقَرَهُ بَقْرًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا شَقَّهُ Gerçi nüshalarda كَمَنَعَهُ lafzıyla bâb-ı sâlise işâret olup lâkin şârih taglît eylemiştir ve ümmehât-ı sâ΄irede dahi bâb-ı evvelden mersûmdur. Ve

بَقْرٌ [baḵr] Dar nesneyi bolaltmak maʹnâsınadır; yukâlu: بَقَرَهُ إِذَا وَسَّعَهُ Ve su yerlerine nazar ve dikkat ederek suyu görmek maʹnâsınadır; yukâlu: بَقَرَ الْهُدْهُدُ الْأَرْضَ إِذَا نَظَرَ مَوْضِعَ الْمَاءِ فَرَآهُ Mü΄ellifin هُدْهُدٌ ile temsîli o bâbda bînâ olduğuna mebnîdir. Ve bir mâddeyi cüst ü cû edip muttaliʹ olmak maʹnâsınadır; yukâlu: بَقَرَ فِي بَنِي فُلاَنٍ إِذَا عَرَفَ أَمْرَهُمْ وَفَتَّشَهُمْ Kâle fi’l-Esâs: بَقَرَ عَنِ الْعِلْمِ إِذَا فَتَّشَهُ

اَلْبَقَرُ [el-baḵar] (fethateynle) Kelb-i muʹallem bakar-ı vahşîyi gördükte kemâl-i ferahından seme gibi hayrân olmak maʹnâsınadır; yukâlu: بَقِرَ الْكَلْبُ بَقَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا رَأَى الْبَقَرَ فَتَحَيَّرَ فَرَحًا Ve

بَقْرٌ [baḵr] (bâ’nın fethi ve ḵâf’ın sükûnuyla) ve

بَقَرٌ [baḵar] (fethateynle) Güneşe yâhûd sâ΄ir nesneye bakmaktan göz kamaşıp görmez olmak maʹnâsınadır; yukâlu: بَقِرَ الرَّجُلُ بَقْرًا وَبَقَرًا مِنَ الْبَابِ الْمَزْبُورِ إِذَا حَسَرَ فَلاَ يَكَادُ يُبْصِرُ Ve yorulup fürû-mânde olmak maʹnâsınadır; yukâlu: بَقِرَ الرَّجُلُ إِذَا أَعْيَا

Vankulu Lugatı - البقر maddesi

اَلْبَقْرُ [el-baḵr] (bâ’nın fethi ve ḵâf’ın sükûnuyla) Bir nesneyi açmak ve vâsiʹ etmek; yukâlu: بَقَرْتُ الشَّيْءَ بَقْرًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَقَوْلُهُمْ ابْقُرْهَا عَنْ جَنِينِهَا أَيْ شُقَّ بَطْنَهَا عَنْ وَلَدِهَا

اَلْبَقَرُ [el-beḵar] (fethateynle) Öküz ki hayvânât kısmındandır, ism-i cinstir. Ve

بَقَرٌ [beḵar] Mütehayyir ve ʹâciz olmağa dahi derler; yukâlu: بَقِرَ الرَّجُلُ بَقَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا حَسَرَ وَأَعْيَا Ve حُسُورٌ [ḩusûr] ḩâ-i mühmele ve sîn-i mühmele ile إِعْيَاءٌ [iʹyâ΄] gibi عَجْزٌ [ʹacz] maʹnâsınadır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı