eż-żaribân ~ اَلظَّرِبَانُ

Kamus-ı Muhit - الظربان maddesi

اَلظِّرِبَانُ [eż-żaribân] (قَطِرَانٌ [ḵaṯirân] vezninde ki murâd żâ’nın fethi ve râ’nın kesriyledir) Kedi cüssesinde bed-râyihalı bir cânverdir; Türkîde göcen taʹbîr olunur, be-gâyet zartacı ve zartası ziyâdesiyle müntin olur. Bir câmeye osursa câme eskiyip gider, henüz râyiha-i habîsesi ondan zâ΄il olmaz. Ekserî kelerin yuvasının ağızına dübürünü vazʹ edip içeriye doğru zarta eylemekle bed râyihasından keler muztarib olup tahammülden kalmakla nâçâr taşraya pertâb edip çıktıkta sayd ve ekl eder. Melʹûnun zartası oltasıdır; ve fi’l-meseli: “فَسَا بَيْنَهُمُ الظَّرِبَانُ” أَيْ تَقَاطَعُوا Yaʹnî bir müfsid ve mekkâr niçe ahbâb miyânelerine ilkâ-yı fesâd ile birbirinden kesilip cüdâ olsalar, mesel-i mezbûru darb ederler. Mütercim der ki o cânvere ʹArablar مُفْرِقُ النَّعَمِ ıtlâk ederler, zîrâ deve sürüsünün aralığına girip câ-be-câ zarta çektikte râyiha-i kerîhesinden develer perîşân olur. İntehâ. Cemʹi ظَرَابِينُ [żarâbîn] gelir ve ظَرَابِيُّ [żarâbiyy] gelir yâ-yı müşeddede ile, gûyâ ki âti’z-zikr ظَرِبَّاءُ [żaribbâ΄] kelimesinden cemʹdir. Ve

ظِرْبَى [żirbâ] (żâ’nın kesri ve elifin kasrıyla) ve

ظِرْبَاءُ [żirbâ΄] (ża’nın kesri ve elifin meddiyle) İsm-i cemʹlerdir.

Vankulu Lugatı - الظربان maddesi

اَلظَّرِبَانُ [eż-żaribân] (żâ’nın fethi ve râ’nın kesriyle قَطِرَانُ [ḵaṯirân] vezni üzere) Bir cânverdir ki kedi misâlinde bed râyihalıdır. ʹArab tâ΄ifesi ظَرِبَانُ [żaribân]ı sayd etseler, kaçan birinin sevbine yellense iʹtikâdları budur ki o sevb eskiye ve onun râyiha-i kabîhası gitmeye. Ve fi’l-meseli: “فَسَا بَيْنَنَا الظَّرِبَانُ” derler, yaʹnî “Bizim mâ-beynimize ظَرِبَانُ [żaribân] yellendi.” Bunu o vakt derler ki birbirinden inkıtâʹ-ı küllî ile munkatıʹ olalar.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı