اَلْعَزُوزُ [el-ʹazûz] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Memelerinin delikleri dar olan nâkaya denir. Cemʹi عُزُزٌ [ʹuzuz] gelir zammeteynle; yukâlu: مَا الْعَزُوزُ كَالْفَتُوحِ أَيِ النَّاقَةُ الضَّيِّقَةُ الْإِحْلِيلِ كَالْوَاسِعَةِ
اَلْعُزُوزُ [el-ʹuzûz] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve
اَلْعِزَازُ [el-ʹizâz] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Nâka عَزُوزٌ [ʹazûz] olmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَزَّتِ النَّاقَةُ عُزُوزًا وَعِزَازًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا كَانَ عَزُوزًا
اَلْعَزُوزُ [el-ʹazûz] (ʹayn’ın fethiyle ve zâ’nın zammıyla) Şol nâkadır ki memesinin sütü çıkan yerleri dar ola.
اَلْعُزُوزُ [el-ʹuzûz] (zammeteynle) ve
اَلْعِزَازُ [el-ʹizâz] (ʹayn’ın kesriyle) Nâkanın süt gelen yeri dar olmak; tekûlu minhu: عَزَّتِ النَّاقَةُ تَعُزُّ عُزُوزًا وَعِزَازًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı