اَلْعَزُوفُ [el-ʹazûf] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Maʹnâ-yı mezkûrdan vasftır ki bir nesneden çabuk iʹrâz eden yâhûd usanır olan adama denir. Bu cihetle bir adamın makâm-ı mahabbetinde sâbit olmayıp çabuk terk ve çalı kuşu gibi daldan dala konan vefâsıza عَزُوفٌ [ʹazûf] ıtlâk ederler; yukâlu: فُلاَنٌ عَزُوفٌ أَيْ لاَ يَكَادُ يَثْبُتُ عَلَى خُلَّةِ خَلِيلٍ
اَلْعُزُوفُ [el-ʹuzûf] (zâ-yı muʹceme ile وُقُوفٌ [vuḵûf] vezninde) Bir nesneye meyl ve ragbet etmeyip ondan yüz çevirip perhîz eylemek, ʹalâ-kavlin usanmak maʹnâsınadır; tekûlu: عَزَفَتْ نَفْسِي عَنْهُ عُزُوفًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا زَهَدَتْ فِيهِ وَانْصَرَفَتْ عَنْهُ أَوْ مَلَّتْهُ
اَلْعُزُوفُ [el-ʹuzûf] (ʹayn’ın zammı ve zâ-i muʹcemenin zammı ve meddiyle) Bir nesneden yüz çevirip perhîz üzere olmak; tekûlu: عَزَفَتْ نَفْسِي تَعْزُفُ وَتَعْزِفُ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا زَهَدَتْ فِيهِ وَانْصَرَفَتْ عَنْهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı