اَلْعِضْرِطُ [el-ʹiḋriṯ] (زِبْرِجٌ [zibric] vezninde) ve
اَلْعَضْرَطُ [el-ʹaḋraṯ] (جَعْفَرٌ [caʹfer] vezninde) Dübür ile zekerin aralığına denir. Ve dübüre denir, اِسْتٌ [ist] maʹnâsına. ʹAlâ-kavlin dübürü ihâta eden pöç kemiğine yâhûd hâye ile dübür beyninde olan çizgiye denir.
اَلْعُضْرُطُ [el-ʹuḋruṯ] (قُنْفُذٌ [ḵunfuž] vezninde) ve
اَلْعُضَارِطُ [el-ʹuḋâriṯ] (عُلاَبِطٌ [ʹulâbiṯ] vezninde) ve
اَلْعُضْرُوطُ [el-ʹuḋrûṯ] (عُصْفُورٌ [ʹuṡfûr] vezninde) Hemân boğazı tokluğuna hizmet eden hizmet-kâra denir. Ve ırgata denir; cemʹi عَضَارِطُ [ʹaḋâriṯ] ve عَضَارِيطُ [ʹaḋârîṯ] ve عَضَارِطَةٌ [ʹaḋâriṯat] gelir. Ve le΄îm ve nâkese denir. Ve
عُضْرُوطٌ [ʹuḋrûṯ] (عُصْفُورٌ [ʹuṡfûr] vezninde) مَرِئٌ [merî΄] ismidir ki miʹdenin başıdır; hulkûma yapışık uzun ve kırmızı kamış tarzında, cevfi beyâz nesnedir ki kızıl öyken taʹbîr olunur.
اَلْعَضْرَطُ [el-ʹaḋraṯ] (ʹalâ-vezni جَعْفَر [caʹfer]) Hâya ile dübür mâ-beyni ʹArabların فُلَانٌ أَهْلَبُ الْعَضْرَطِ dediği kavllerinde عَضْرَطٌ [ʹaḋraṯ]tan murâd zikr olunan mevziʹdir. Ve أَهْلَبُ [ehleb] Kılı çok demektir, kesîrü’ş-şaʹr maʹnâsına.
اَلْعُضْرُطُ [el-ʹuḋruṯ] (ʹayn’ın ve râ’nın zammı ve ḋâd’ın sükûnuyla) Tâbiʹ olan kimse.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı