اَلْعُفَافَةُ [el-ʹufâfet] (ثُمَامَةٌ [šamp;umâmet] vezninde) Memede bâkî kalan süte denir ki ekserini yavru emdikten sonra kalanıdır.
اَلْعَفُّ [el-ʹaff] (ʹayn’ın fethi ve fâ’nın teşdîdiyle) ve
اَلْعَفَافُ [el-ʹafâf] ve
اَلْعَفَافَةُ [el-ʹafâfet] (ʹayn’ların fethiyle) ve
اَلْعِفَّةُ [el-ʹiffet] (ʹayn’ın kesriyle) Kabâyihten ve muharremâttan perhîz edip geri durmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَفَّ الرَّجُلُ عَفًّا وَعَفَافًا وَعَفَافَةً وَعِفَّةً مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا كَفَّ عَمَّا لاَ يَحِلُّ وَلاَ يَجْمُلُ Ve
عَفٌّ [ʹaff] Vasf olur, ke-mâ se-yuzkeru. Ve
عَفٌّ [ʹaff] Memede süt yığılmak, ʹalâ-kavlin memede sütten bakiyye kalmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَفَّ اللَّبَنُ عَفًّا إِذَا اجْتَمَعَ فِي الضَّرْعِ أَوْ بَقِيَ فِيهِ
اَلْعُفَافَةُ [el-ʹufâfet] (ʹayn’ın zammı ile) Memede bâkî kalan süt.
اَلْعَفَافَةُ [el-ʹafâfet] (ʹayn’ın fethiyle) Bi-maʹnâhu eyzan; yukâlu: عَفَّ عَنِ الْحَرَامِ يَعِفُّ عَفًّا وَعِفَّةً وَعَفَافَةً مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا كَفَّ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı