اَلْعَافِطُ [el-ʹâfiṯ] ve
اَلْعَفِطُ [el-ʹafiṯ] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Maʹnâ-yı evvelden vasftır, zarta-zen kimseye denir; yukâlu: رَجُلٌ عَافِطٌ وَعَفِطٌ أَيْ ضَرُوطٌ
اَلْعَفْطُ [el-ʹafṯ] (ʹayn’ın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) ve
اَلْعَفِيطُ [el-ʹafîṯ] (ʹayn’ın fethiyle) ve
اَلْعَفَطَانُ [el-ʹafeṯân] (fetehâtla) İnsân ve hayvân zartalamak maʹnâsınadır; yukâlu: عَفَطَتِ الْعَنْزُ عَفْطًا وَعَفِيطًا وَعَفَطَانًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا ضَرَطَتْ Ve
عَفْطٌ [ʹafṯ] ve
عَفِيطٌ [ʹafîṯ] Koyun burnuyla pıskırmak maʹnâsınadır, merkebin pıskırması gibi; yukâlu: عَفَطَ الضَّأْنُ عَفْطًا وَعَفِيطًا إِذَا نَثَرَ بِأَنْفِهِ كَمَا يَنْثِرُ الْحِمَارُ Ve dil sarmaşarak tekellüm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَفَطَ فِي كَلاَمِهِ عَفْطًا إِذَا تَكَلَّمَ بِاللُّكْنَةِ Ve dudaklarıyla zarta gibi ıslık çalmak maʹnâsınadır; yukâlu: يَعْفِطُ الرَّاعِي أَيْ يَضْرِطُ بِشَفَتَيْهِ Ve koyun ve keçi kısmını savt-ı mahsûsla çağırmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَفَطَ الرَّاعِي بِغَنَمِهِ إِذَا دَعَاهَا
اَلْعَفْطُ [el-afṯ] (ʹayn’ın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) Keçi yellenmek, خُرُوجُ الرِّيحِ maʹnâsına; yukâlu: عَفَطَتِ الْعَنْزُ تَعْفِطُ عَفْطًا إِذَا حَبَقَتْ Ve bu makâmda sâhib-i Ṡurâḩعَفْطٌ [ʹafṯ]ın tefsîrinde “ʹaṯse dâden-i buz ve bînî feşânden-i û” dahi derler demiş. Ve
عَفْطٌ [ʹafṯ] Çoban koyunu sürdükte koyunun fışkırması âvâzı gibi âvâz ile sürmeğe dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı