el-ʹakeş ~ اَلْعَكَشُ

Kamus-ı Muhit - العكش maddesi

اَلْعَكَشُ [el-ʹakeş] (fethateynle) Kıl ve saç birbirine sarmaşıp keçelenmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَكِشَ الشَّعْرُ عَكَشًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا الْتَوَى وَتَلبَّدَ Ve nebât firâvân olup birbirine sarmaşmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَكِشَ النَّبْتُ إِذَا كَثُرَ وَالْتَفَّ

اَلْعَكِشُ [el-ʹakiş] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Kıvırcık saça denir; yukâlu: شَعْرٌ عَكِشٌ أَيْ جَعْدٌ Ve şol kimseye ıtlâk olunur ki kendi nefsinden bir kimseye hayr ihrâc eylemez ola, yaʹnî ferd-i vâhide hayr ve menfaʹati dokunmaz ola; رَجُلٌ عَكِشٌ إِذَا كَانَ لاَ يُخْرِجُ مِنْ نَفْسِهِ خَيْرًا Ve bir nesneyi biriktirici adama denir.

اَلْعَكْشُ [el-ʹakş] (نَقْشٌ [naḵş] vezninde) Bir kimse üzerine avrılmak yâhûd hamle ve hücûm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَكَشَ عَلَيْهِمْ عَكْشًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا عَطَفَ أَوْ حَمَلَ عَلَيْهِمْ Ve örümcek ev yapmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَكَشَتِ الْعَنْكَبُوتُ إِذَا نَسَجَتْ Ve biriktirmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَكَشَ الشَّيْءَ إِذَا جَمَعَهُ وَالْجَامِعُ عَكِشٌ كَكَتِفٍ وَذَاكَ مَعْكُوشٌ Pes ism-i fâʹil عَكِشٌ [ʹakiş] olmak hilâf-ı kıyâs olur. Ve

عَكْشٌ [ʹakş] Köpekler insân ve hayvânların etrâfına üşüntü edip çevirmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَكَشَتِ الْكِلاَبُ بِالثَّوْرِ إِذَا أَحَاطَتْ بِهِ Ve bir adamı muhkem bağlamak maʹnâsınadır; yukâlu: عَكَشَ فُلاَنًا إِذَا شَدَّ وَثَاقَهُ

Vankulu Lugatı - العكش maddesi

اَلْعَكَشُ [el-ʹakeş] (fethateynle) Kıl sarmaşıp yayılmak; yukâlu: عَكِشَ الشَّعْرُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا الْتَوَى وَتَلَبَّدَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı