el-ʹaked ~ اَلْعَكَدُ

Kamus-ı Muhit - العكد maddesi

اَلْعَكَدُ [el-ʹaked] (fethateynle) Keler ve deve kısmı semirmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَكِدَ الضَّبُّ وَالْبَعِيرُ عَكَدًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا سَمِنَ Ve bir nesneye yapışmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَكِدَ بِهِ إِذَا لَزِقَ

اَلْعَكِدُ [el-ʹakid] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Semiz kelere ve deveye denir ki maʹnâ-yı mezbûrdan vasftır. Mü΄ennesi عَكِدَةٌ [ʹakidet]tir hâ’yla. Ve

عَكِدٌ [ʹakid] Birbiri üzere yığılmış kuru ağaç yığıntısına denir.

اَلْعَكْدُ [el-ʹakd] (عَقْدٌ [ʹaḵd] vezninde) Bir nesnenin vasatına denir; yukâlu: عَكْدُ الشَّيْءِ أَيْ وَسَطُهُ Ve

عَكْدٌ [ʹakd] Masdar olur, bir husûs imkâna gelip tüleğini bulmak maʹnâsına; tekûlu: عَكَدَنِي الْأَمْرُ عَكْدًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي أَيْ أَمْكَنَنِي Ve sığınmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَكَدَ إِلَيْهِ إِذَا لَجَأَ

Vankulu Lugatı - العكد maddesi

اَلْعَكِدُ [el-ʹakid] (ʹayn’ın fethi ve kâf’ın kesriyle) Semiz olan keler. Ve

عَكِدٌ [ʹakid] Semiz deveye derler; yukâlu: نَاقَةٌ عَكِدَةٌ أَيْ سَمِينَةٌ

اَلْعَكْدُ [el-ʹakd] (ʹayn’ın fethi ve kâf’ın sükûnuyla) Semirmek; yukâlu: عَكِدَ الضَّبُّ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا سَمِنَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı