اَلْعَكَّةُ [el-ʹakket] (ʹayn’ın fethiyle) Pek ıssı yere denir; yukâlu: أَرْضٌ عَكَّةٌ بِالنَّعْتِ وَأَرْضُ عَكَّةٍ بِالْإِضَافَةِ أَيْ حَارَّةٌ Ve durgun havâlı pek ıssı geceye denir; yukâlu: لَيْلَةٌ عَكَّةٌ أَيْ شَدِيدَةُ الْحَرِّ مَعَ لَثَقٍ وَاحْتِبَاسِ رِيحٍ
اَلْعَكَّةُ [el-ʹakket] (ʹayn’ın fethiyle) Günün ziyâde ıssı olması.
اَلْعُكَّةُ [el-ʹukket] (ʹayn’ın zammı ile) Yağ kodukları kap, آنِيَةُ السَّمْنِ maʹnâsına. İbnu’s-Sikkît eyitti: شَكْوَةٌ [şekvet] misilli tulum ki onda yağ ola, عُكَّةٌ [ʹukket] derler. Ve شَكْوَةٌ [şekvet] şîn-i muʹceme ile süt emen oğlak derisidir ki ona süt korlar. Ve
عُكَّةُ الْعِشَارِ [ʹukketu’l-ʹişâr] Bir türlü renktir ki nâka hâmile oldukta o renge girer.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı