اَلْفُرَانِقُ [el-furâniḵ] (عُلاَبِطٌ [ʹulâbiṯ] vezninde) Arslana denir. Ve arslanın karakulağına denir ki pervânek muʹarrebidir, önünce sâ΄ir cânverleri inzâr ederek gider. Ve ulak sürücüsüne denir ki ona yol delâlet eder; yukâlu: هُوَ فُرَانِقٌ أَيِ الَّذِي يَدُلُّ صَاحِبَ الْبَرِيدِ عَلَى الطَّرِيقِ Mütercim der ki Burhân’da “pervânek” karakulak ile ve çarkacı ile ve “pervâne” kelebek dedikleri böcek ile ve fermân-ı şâhî ile ve yine karakulak ile müfesserdir.
اُلْفُرَانِقُ [el-furâniḵ] (fâ’nın zammı ve nûn’un kesri ile) Şol kimsedir ki arslan geliyor diye korku haberin vere. Ve bu pervânek lafzının muʹarrebidir ki pervânek lisân-ı Fürste bekçi demektir. Ve gâh olur ʹaskerin önce giden delîline فُرَانِقٌ [furâniḵ] derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı