الْفَرَأُ [el-fere΄] (mehmûzen maksûren جَبَلٌ [cebel] vezninde) ve
الْفَرَاءُ [el-ferâ΄] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) Yaban eşeğine denir; hımâru’l-vahş maʹnâsına, ʹalâ-kavlin yaban eşeğinin gencine denir. Cemʹi أَفْرَاءٌ [efrâ΄] gelir ki cemʹ-i kıllettir ve فِرَاءٌ [firâ΄] gelir fâ’nın kesriyle ki cemʹ-i kesretidir; ve minhu’l-meselu: “كُلُّ الصَّيْدِ فِي جَوْفِ الْفَرَا” أَيْ كُلُّهُ دُونَهُ
اَلْفَرَأُ [el-fere΄] (fethateynle bilâ-medd) Yaban eşeği hımâr-ı vahşî maʹnâsına; ve yukâlu fi’l-meseli: “كُلُّ الصَّيْدِ فِي جَوْفِ الْفَرَإِ” Cemʹi اَلْفِرَاءُ [el-firâ΄] gelir, mislu: جَبَل [cebel] ve جِبَال [cibâl]. Ve gâh olur hemzeyi elife kalb edip “أَنْكَحْنَا الْفَرَا فَسَنَرَى” derler. Ve gâliben bu mesel dostta vefâ bulmamak ihtimâlinde istiʹmâl olunur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı