اَلْقَطَّاطُ [el-ḵaṯṯâṯ] (شَدَّادٌ [şeddâd] vezninde) Kutu yapan çıkrıkçıya denir.
اَلْقِطَاطُ [el-ḵiṯâṯ] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Şol örneğe denir ki papuççular işi onun üzerinde keserler, beynlerinde endâze taʹbîr ederler. Ve davar tırnağının uçlarının medârına denir ki baytârın katʹ eyledikleri dâ΄iresidir. Ve pek kıvırcık saçlıya denir. Burada sahîh nüsha وَالشَّدِيدُ جُعُودَةَ الشَّعْرِ olmaktır. Ve mağaranın ve kesmeliğin üst yalımına denir. Ve dağın ucuna, ʹalâ-kavlin kayanın kenârına denir ki kesilmiş hey΄etinde yalçın olur; cemʹi أَقِطَّةٌ [eḵiṯṯat] gelir.
اَلْقَطَّاطُ [el-ḵaṯṯâṯ] (ḵâf’ın fethi ve ṯâ’nın teşdîdiyle) Şol خَرَّاطٌ [ḣarrâṯ]tır ki hokkalar işler.
اَلْقِطَاطُ [el-ḵiṯâṯ] (kezâlik ḵâf’ın kesriyle) Cemʹi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı