el-kutub ~ اَلْكُتُبُ

Kamus-ı Muhit - الكتب maddesi

اَلْكَتْبُ [el-ketb] (kâf’ın fethi ve tâ’nın sükûnuyla) ve

اَلْكِتَابُ [el-kitâb] (kâf’ın kesriyle) Yazmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَتَبَهُ كَتْبًا وَكِتَابًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا خَطَّهُ Ve

كَتْبٌ [ketb] Kırba makûlesini iki sırım ile dikmek maʹnâsınadır; yukâlu: كَتَبَ السِّقَاءَ كَتْبًا إِذَا خَرَزَهُ بِسَيْرَيْنِ

Vankulu Lugatı - الكتب maddesi

اَلْكُتُبُ [el-kutub] (zammeteynle) ve

اَلْكُتْبُ [el-kutb] (kâf’ın zammı ve tâ’nın sükûnuyla) كِتَابٌ [kitâb]ın cemʹidir.

اَلْكُتَبُ [el-kuteb] (kâf’ın zammı ve tâ’nın fethiyle) ve

اَلْكَتَبَةُ [el-ketebet] (fethateynle tahfîfle) ve

اَلْكُتَّابُ [el-kuttâb] (kâf’ın zammı ve tâ’nın teşdîdiyle) كَاتِبٌ [kâtib] cemʹidir. Ve

كُتَّابٌ [kuttâb] (kâf’ın zammı ve tâ’nın teşdîdiyle) Kezâlik mekteb maʹnâsına da gelir. Ve

كُتَّابٌ [kuttâb] Şol başı müdevver küçük oka derler ki oğlancıklar onunla ok atmağı öğrenirler. Ve šamp;â-i müsellese ile dahi lügatır, ammâ tâ-i müsennâtla aʹlâ ve efsahtır.

اَلْكِتَابَةُ [el-kitâbet] (kâf’ın kesriyle) Yazmak; yukâlu: كَتَبْتُ كِتَابًا وَكِتَابَةً مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ Ve kırbanın ağzını bağlamağa dahi كَتْبٌ [ketb] derler; yukâlu: كَتَبْتُهَا كَتْبًا Ve

كَتْبٌ [ketb] Cemʹ maʹnâsına de gelir; tekûlu: كَتَبْتُ الْبَغْلَةَ إِذَا جَمَعْتَ بَيْنَ شُفْرَيْهَا بِحَلْقَةٍ أَوْ سَيْرٍ Yaʹnî dişi katırın fercinin iki tarafın cemʹ eylesen halka ile yâhûd sırımla; ve yukâlu: كَتَبْتُ الْقِرْبَةَ إِذَا خَرَزْتَهَا Yaʹnî kaçan kırbayı diksen böyle dersin. Ve خَرْزٌ [ḣarz] ḣâ-i muʹceme ile ve râ-i mühmele ile baʹdehu zâ-i muʹceme ile sahtiyân dikmeğe derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı