اَلْكُدُرُّ [el-kudurr] (عُتُلٌّ [ʹutull] vezninde) Kavî ve şedîd olan genç irisine denir; yukâlu: شَابٌّ كُدُرٌّ أَيْ حَادِرٌ شَدِيدٌ
اَلْكُدُرُ [el-kudur] (zammeteynle) ve
اَلْكُنْدُرُ [el-kundur] (قُنْفُذٌ [ḵunfuž] vezninde) ve
اَلْكُنَادِرُ [el-kunâdir] (عُلاَبِطٌ [ʹulâbiṯ] vezninde) Yoğun ve galîz nesneye denir; yukâlu: حِمَارٌ كُدُرٌ وَكُنْدُرٌ وَكُنَادِرٌ أَيْ غَلِيظٌ Ve bu ekserî hımâr kısmında müstaʹmeldir.
اَلْكَدَارَةُ [el-kedâret] (خَسَارَةٌ [ḣasâret] vezninde) ve
اَلْكَدَرُ [el-keder] (fethateynle) ve
اَلْكُدُورُ [el-kudûr] ve
اَلْكُدُورَةُ [el-kudûret] (kâf’ların zammıyla) ve
اَلْكُدْرَةُ [el-kudret] (kâf’ın zammı ve dâl’ın sükûnuyla) Bir nesne bulanık olmak maʹnâsınadır ki safvet mukâbilidir; yukâlu: كَدَرَ الْمَاءُ مَثَلاً وَكَدِرَ وَكَدُرَ كَدَارَةً وَكَدَرًا وَكُدُورًا وَكُدُورَةً وَكُدْرَةً مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالرَّابِعِ وَالْخَامِسِ نَقِيضُ صَفَا Ve ʹinde’l-baʹz كُدْرَةٌ [kudret] kâf’ın zammıyla, renkte olmağa mahsûstur ki karamtık boz ve kül rengi olmaktır. Ve كُدُورَةٌ [kudûret] mâ΄ ve ʹayn ve maʹîşette ve كَدَرٌ [keder] cümlesinde istiʹmâl olunur.
اَلْأَكْدَرُ [el-ekder (أَحْمَرُ [aḩmer] vezninde) ve
اَلْكَدِرُ [el-kedir] (kâf’ın fethi ve dâl’ın kesriyle) ve
اَلْكَدْرُ [el-kedr] (dâl’ın sükûnuyla ki فَخِذٌ [faḣiž] ve فَخْذٌ [faḣž] gibi) ve
اَلْكَدِيرُ [el-kedîr] Vasflardır, bulanık şey΄e denir. Ve
أَكْدَرُ [Ekder] Bir recül adıdır. Ve şol sel suyuna ıtlâk olunur ki uğradığı yere sıyırıp götürür ola, o vechile küdûret peydâ eder; yukâlu: سَيْلٌ أَكْدَرُ إِذَا صَارَ قَاشِرًا لِوَجْهِ الْأَرْضِ Ve
أَكْدَرُ [ekder] Bir kelb adıdır.
اَلْكُدُرُّ [el-kudurr] (zammeteynle ve râ’nın teşdîdiyle) Şol yiğittir ki aʹzâsı müctemiʹ olup dağınık olmaya.
اَلْكَدَرُ [el-keder] Bulanıklıktır ki sâfîliğin mukâbilidir; yukâlu: كَدِرَ يَكْدِرُ كَدَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ
اَلْكَدِرُ [el-kedir] (kâf’ın fethi ve dâl’ın kesriyle) Bulanık olan nesne. Ve كَدْرٌ [kedr] dahi câ΄izdir dâl’ın sükûnuyla,فَخِذٌ [feḣiž]le فَخْذٌ [faḣž] gibi. Ve
كَدِرٌ [kedir] Dirlik yatlı olmağa dahi derler; yukâlu: كَدَرَ عَيْشُ فُلَانٍ Ve
كَدِرٌ [kedir] أَكْدَرُ [ekder]in masdarı da gelir. Ve أَكْدَرُ [ekder] şol nesnedir ki onun levninde bozluk ola.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı