اَلْكَظَاظُ [el-keżâż] ve
اَلْكَظَاظَةُ [el-keżâżat] (kâf’ların fethiyle) Bir güç iş bir adamı basıp be-gâyet derd ve mihnete uğratmak maʹnâsınadır; إِمْتِلاَءٌ [imtilâ΄] maʹnâsından me΄hûzdur; yukâlu: كَظَّهُ الْأَمْرُ كَظَاظًا وَكَظَاظَةً مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا بَهَظَهُ وَكَرَبَهُ وَجَهَدَهُ
اَلْكِظَاظُ [el-kiżâż] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Şiddet ve taʹab maʹnâsınadır; yukâlu: لَقِيَ مِنْهُ كِظَاظًا أَيْ شِدَّةً وَتَعَبًا Ve
كِظَاظٌ [kiżâż] Mufâʹaletten masdar olur; مُكَاظَّةٌ [mukâżżat] gibi cenk ve muhârebeye uzun uzadı şiddetle çalışıp mümâreset eylemek maʹnâsına; yukâlu: كَاظَّ الْقَوْمُ مُكَاظَّةً وَكِظَاظًا إِذَا لاَزَمُوا طَوِيلاً وَمَارَسُوا شَدِيدًا فِي الْحَرْبِ
اَلْكِظَاظُ [el-kiżâż] (kâf’ın kesriyle) Bi-maʹnâhu; yukâlu: تَكَاظَّ الْقَوْمُ إِذَا تَجَاوَزُوا الْحَدَّ فِي الْعَدَاوَةِ وَبَيْنَهُمْ كِظَاظٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı