اَلْمَرِيشُ [el-merîş] (مَقِيلٌ [meḵîl] vezninde) رَيْشٌ [reyş]ten ism-i mefʹûldür, yeleklenmiş oka denir.
اَلْمُرَيَّشُ [el-mureyyeş] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) تَرْيِيشٌ [teryîş]ten ism-i mefʹûldür, مَرِيشٌ [merîş] maʹnâsınadır; yukâlu: سَهْمٌ مَرِيشٌ وَمُرَيَّشٌ إِذَا جُعِلَ لَهُ الرِّيشُ Ve kulağı pek tüylü olan deveye ıtlâk olunur; yukâlu: بَعِيرٌ مُرَيَّشٌ أَيْ أَزَبُّ Ve çelimsiz deveye ıtlâk olunur; yukâlu: بَعِيرٌ مُرَيَّشٌ أَيِ الْقَلِيلُ اللَّحْمِ Ve alaca ve münakkaş kumaşa ıtlâk olunur; yukâlu: بُرْدٌ مُرَيَّشٌ أَيْ مُوَشًّى Ve beli ve sırtı ince ve nârîn adama ıtlâk olunur; yukâlu: رَجُلٌ مُرَيَّشٌ أَيِ الضَّعِيفُ الصُّلْبِ Ve kayış ve sırım ile tanzîm ve ıslâh olmuş mihaffeye ıtlâk olunur.
اَلْمَرِيشُ [el-merîş] (mîm’in fethi ve râ’nın kesri ve meddiyle) Şol oktur ki yeleklenmiş ola; ve minhu kavluhum: “مَا لَهُ أَقَذُّ وَلَا مَرِيشٌ” أَيْ لَيْسَ لَهُ شَيْءٌ Ve أَقَذُّ [ekažž] feth-i hemze ve teşdîdi-i žâl-ı muʹceme ile yeleksiz oktur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı