اَلْمِزُّ [el-mizz] (mîm’in kesriyle) Kadr ve fazl ve meziyyet maʹnâsınadır; tekûlu: لَهُ مِزٌّ عَلَيْكَ أَيْ فَضْلٌ
اَلْمَزُّ [el-mezz] (mîm’in fethi ve zây’ın teşdîdiyle) Bir nesneyi meme gibi emip sormak maʹnâsınadır; yukâlu: مَزَّهُ مَزًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا مَصَّهُ Ve
مَزٌّ [mezz] Vasf olur; güç nesneye denir; yukâlu: أَمْرٌ مَزٌّ أَيْ صَعْبٌ
اَلْمُزُّ [el-muzz] (mîm’in zammıyla) Bu dahi مُزَّاءُ [muzzâ] maʹnâsınadır. Ve
مُزٌّ [muzz] Lufan taʹbîr olunan mayhoş nâra denir; yukâlu: رُمَّانٌ مُزٌّ أَيْ بَيْنَ الْحَامِضِ وَالْحُلْوِ
اَلْمِزُّ [el-mizz] (mîm’in kesriyle) Fazl maʹnâsına; yukâlu: لَهُ عَلَى هَذَا مِزٌّ أَيْ فَضْلٌ
اَلْمَزُّ [el-mezz] (mîm’in fethi ve zâ’nın teşdîdiyle) Çekip sormak; yukâlu: مَزَّهُ يَمُزُّهُ مَزًّا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا مَصَّهُ
اَلْمُزُّ [el-muzz] (mîm’in zammıyla) Mayhoş; yukâlu: رُمَّانٌ مُزٌّ إِذَا كَانَ بَيْنَ الْحُلْوِ وَالْحَامِضِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı