اَلْمُعَثْلِبُ [el-muʹašamp;lib] (ism-i fâʹil bünyesiyle) süst ve gevşek nesneye denir; yukâlu: أَمْرٌ مُعَثْلِبٌ أَيْ غَيْرُ مُحْكَمٍ Ve yıkılmış nesneye denir; yukâlu: نُؤْيٌ مُعَثْلِبٌ أَيْ مَهْدُومٌ Ve نُؤْيٌ [nu΄y] nûn’un zammıyla çadır etrâfına kazılan harka denir. Ve
مُعَثْلِبٌ [muʹašamp;lib] Ziyâdesiyle pîr-i fânî olup mütesâkitü’l-vücûd olan kişiye denir; yukâlu: شَيْخٌ مُعَثْلِبٌ إِذَا أَدْبَرَ كِبَرًا
اَلْمُعَثْلَبُ [el-muʹašamp;leb] (mîm’in zammı ve ʹayn’ın fethiyle) Yıkılmış nesne; yukâlu: نُؤْيٌ مُعَثْلَبٌ أَيْ مَهْدُومٌ Ve نُؤْيٌ [nu΄y] nûn’un zammıyla şol harka derler ki çadırın etrâfına kazarlar, yağmur suyu içeri girmesin diye. Ve أَمْرٌ مُعَثْلَبٌ derler, kaçan ki bir nesne muhkem olmasa.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı