el-maʹadd ~ اَلْمَعَدُّ

Kamus-ı Muhit - المعد maddesi

اَلْمَعَدُّ [el-maʹadd] (teşdîd-i dâlla مَرَدٌّ [meredd] vezninde) Yana denir, جَنْبٌ [cenb] maʹnâsına. Ve karına denir, بَطْنٌ [baṯn] maʹnâsına. Ve arkada kürek taʹbîr olunan yerin altı yanında olan ete denir. Ve atın iki yanlarında râkibin ökçeleri gelen yerlerin her birine denir. Ve atın küreği altında vâkiʹ bir damarın ismidir.

اَلْمَعْدُ [el-maʹd] (سَعْدٌ [saʹd] vezninde) Bir nesneyi uğurlayın sürʹatle kapmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَعَدَ الشَّيْءَ مَعْدًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا اخْتَلَسَهُ Ve bir nesneyi sürʹatle beriye çekip götürmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَعَدَ الشَّيْءَ إِذَا جَذَبَهُ بِسُرْعَةٍ Ve bir adamın miʹdesine vurmak yâ dokunmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَعَدَ فُلاَنًا إِذَا أَصَابَ مَعِدَتَهُ Ve bir semte gitmek ve seyr ü seyâhat etmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَعَدَ فِي الْأَرْضِ إِذَا ذَهَبَ Ve ön diş ile bir adamın etini ısırmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَعَدَ لَحْمَهُ إِذَا انْتَهَسَهُ Ve bir nesne fâsid ve tebâh olmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَعَدَ الشَّيْءُ إِذَا فَسَدَ Ve

مَعْدٌ [maʹd] ve

مُعُودٌ [muʹûd] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Bir nesneyi alıp iletmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَعَدَ بِالشَّيْءِ مَعْدًا وَمُعُودًا إِذَا ذَهَبَ بِهِ Ve

مَعْدٌ [maʹd] İri ve galîz olan şey΄e denir; yukâlu: شَيْءٌ مَعْدٌ أَيْ ضَخْمٌ غَلِيظٌ Ve kalınlığa denir; yukâlu: فِيهِ مَعْدٌ أَيْ غِلْظٌ Ve ter ü tâze sebzeye denir. Ve tâze hurmâya denir. Ve revende ve çabuk deveye denir. Ve

مَعْدٌ [Maʹd] Esmâ-i ricâldendir: Maʹd b. Mâlik, Ṯayyi΄ kabîlesinden ve Maʹd b. el-Ḩârišamp;, Cuşem kabîlesindendir. Ve

مَعْدٌ [maʹd] ثَعْدٌ [šamp;aʹd] kelimesine itbâʹ olur; yukâlu: رُطَبٌ ثَعْدٌ مَعْدٌ أَيْ رَخْصٌ

Vankulu Lugatı - المعد maddesi

اَلْمَعْدُ [el-maʹd] (mîm’in fethi ve ʹayn’ın sükûnuyla) Gitmek, zehâb maʹnâsına; yukâlu: مَعَدَ فِي الْأَرْضِ إِذَا ذَهَبَ Ve sürʹatle çekmek maʹnâsına da gelir; yukâlu: مَعَدْتُ الشَّيْءَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı