اَلْمَنْزِلُ [el-Menzil] (مَجْلِسٌ [meclis] vezninde) Benâtu Naʹş dedikleri yedi kevkebe denir ki Yediger taʹbîr olunur. Ve sahrâlarda konak yerine denir; yukâlu: نَزَلُوا مَنْزِلًا لَطِيفًا أَيْ مَنْهَلًا Ve hâne ve dâra ıtlâk olunur; tekûlu: شَرَيْتُ مَنْزِلًا أَيْ دَارًا
اَلنُّزُولُ [en-nuzûl] (شُمُولٌ [şumûl] vezninde) ve
اَلْمَنْزَلُ [el-menzel] (مَقْعَدٌ [maḵʹad] vezninde) Konmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَزَلَهُمْ وَنَزَلَ بِهِمْ وَعَلَيْهِمْ نُزُولًا وَمَنْزَلًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا حَلَّ Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de beyânına göre inmek maʹnâsına mevzûʹdur, konmak maʹnâsı lüzûm ʹalâkasıyla mecâzdır. Ve نُزُولٌ [nuzûl] hâssatan huccâc Minâ’ya gelip konmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَزَلَ الْقَوْمُ إِذَا أَتَوْا مِنًى
اَلْإِنْزَالُ [el-inzâl] (hemzenin kesriyle) ve
اَلْمُنْزَلُ [el-munzel] (مُجْمَلٌ [mucmel] vezninde) تَنْزِيلٌ [tenzîl] maʹnâsınadır; yukâlu: أَنْزَلَهُ إِنْزَالًا وَمُنْزَلًا بِمَعْنَى نَزَّلَهُ Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de beyânına göre تَنْزِيلٌ [tenzîl] bir nesneyi tedrîcle müteferrikan indirmek ve إِنْزَالٌ [inzâl] ondan eʹammdır.
اَلْمَنْزِلُ [el-menzil] (mîm’in fethi ve zâ’nın kesriyle) Konak yeri ki sahrâlarda müsâfirler konar. Ve eve dahi مَنْزِلٌ [menzil] derler.
اَلْمَنْزَلُ [el-menzel] (mîm’in ve zâ’nın fethiyle) Nüzûl ve hulûl maʹnâsınadır; tekûlu: نَزَلْتُ نُزُولًا وَمَنْزَلًا
اَلْمُنْزَلُ [el-munzel] (mîm’in zammı ve zâ’nın fethiyle) إِنْزَالٌ [inzâl] maʹnâsınadır; tekûlu: أَنْزِلْنِي مَنْزِلًا مُبَارَكًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı