اَلْمُنَسِّمُ [el-munessim] (مُحَدِّثٌ [muḩaddišamp;] vezninde) Muhyi’n-nesemât maʹnâsınadır ki hakîkî Hazret-i Bârî-i müteʹâldir; mecâzen memlûk âzâd eden ve müstahikkîne idrâr-ı maʹâş eden adamlara ıtlâk olunur.
اَلْمَنْسِمُ [el-mensim] (مَجْلِسٌ [meclis] vezninde) Devenin tabanına denir; yukâlu: مَنْسِمُ الْبَعِيرِ أَيْ خُفُّهُ Şârihin beyânına göre bakanağına ıtlâk olunur. Ve eser ve ʹalâmet maʹnâsınadır; tekûlu: وَجَدْتُ مَنْسِمًا مِنَ الْأَمْرِ أَيْ عَلَامَةً Ve yola denir; tarîk maʹnâsına. Ve teveccüh ve sülûk edecek semt ve ve cihete denir; yukâlu: إِلَى أَيْنَ مَنْسِمُكَ أَيْ مَذْهَبُكَ وَوَجْهُكَ
اَلْمَنْسِمُ [el-mensim] (mîm’in fethi ve sîn’in kesriyle) Deve tabanı, huff-ı baʹîr maʹnâsına. Ve Kisâ΄î eyitti: مَنْسِمٌ [mensim] fiʹlden müştakktır; yukâlu: نَسَمَ يَنْسِمُ نَسِيمًا Deve ayağın yere basmak maʹnâsına. Ve Aṡmaʹî eyitti: مَنْسِمٌ [mensim] devekuşu ayağında dahi istiʹmâl olunur, deve ayağında olunduğu gibi. Ve
مَنْسِمٌ [mensim] Vichet maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: مِنْ أَيْنَ مَنْسِمُكَ أَيْ مِنْ أَيْنَ وِجْهَتُكَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı