اَلنَّشِفَةُ [en-neşifet] (فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde) Toprağı suyu çekip içen yere denir;yukâlu: أَرْضٌ نَشِفَةٌ إِذَا كَانَتْ تَنْشَفُ الْمَاءَ
اَلنَّشْفَةُ [en-neşfet] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) Şol paçavraya denir ki onunla yerden yağmur suyu alınıp kaba sıkılır.
اَلنُّشْفَةُ [en-nuşfet] (nûn’un zammı ve kesriyle) Kapta kalan azca nesneye denir, جُرْعَةٌ [curʹat] gibi; yukâlu: مَا بَقِيَ فِي الْإِنَاءِ إِلاَّ نُشْفَةٌ وَهِيَ الشَّيْءُ الْقَلِيلُ يَبْقَى فِي الْإِنَاءِ Ve tencereden kepçe ile alınıp içilen ıssı et suyuna denir.
اَلنَّشِفَةُ [en-neşifet] (nûn’un fethi ve şîn’in kesriyle) Su içen yer.
اَلنَّشْفَةُ [en-neşfet] (nûn’un fethi ve şîn’in sükûnuyla) Vâhidi, bir mikdâr karataşlar maʹnâsına. Ve Ebû ʹAmr eyitti: نَشْفَةٌ [neşfet] şol taştır ki ayağa sürerler, kîrin alsın diye.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı