en-nukus ~ اَلنُّكُسُ

Kamus-ı Muhit - النكس maddesi

اَلنُّكُسُ [en-nukus] (zammeteynle) Şol pîr ve sâl-horde adamlara denir ki pek yaşlılık sebebiyle boyunlarının ʹurûk ve aʹsâbında kuvvet-i mâsike kalmayıp başları aşağı düşmüş ola; yukâlu: هُمْ نُكُسٌ أَيْ مُدْرَهِمُّونَ هَرِمُونَ Bunun müfredi نَاكِسٌ [nâkis]tir.

اَلنَّكْسُ [en-neks] (عَكْسٌ [ʹaks] vezninde) Bir nesneyi baş aşağı çevirmek maʹnâsınadır; yukâlu: نَكَسَهُ نَكْسًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا قَلَبَهُ عَلَى رَأْسِهِ Ve bir kimsenin ʹilletini nüks ettirmek maʹnâsınadır; yukâlu: نَكَسَ الطَّعَامُ وَغَيْرُهُ دَاءَ الْمَرِيضِ إِذَا أَعَادَهُ

اَلنُّكْسُ [en-nuks] (nûn’un zammıyla) ve

اَلنُّكَاسُ [en-nukâs] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) İsmlerdir, sağalmış hastanın ʹilleti geri dönmeğe denir; ve minhu yukâlu: تَعْسًا لَهُ وَنُكْسًا وَقَدْ يُفْتَحُ إِزْدِوَاجًا أَيْ عَادَتْ عِلَّتُهُ عَوْدًا

اَلنِّكْسُ [en-niks] (nûn’un kesriyle) Şol oka ıtlâk olunur ki gezi ufanmakla yukarısı aşağı çevrilmiş ola; yukâlu: سَهْمٌ نِكْسٌ إِذَا صَارَ قَدِ انْكَسَرَ فَوْقُهُ فَجُعِلَ أَعْلاَهُ أَسْفَلَهُ Ve şol yaya ıtlâk olunur ki kiriş geçirilen yerinin aşağısı yay düzdükleri şâhın başı kılına yaʹnî şâhın ucundan yayın ayakları düzülmüş ola ve bu yayda ʹaybdır ve ona مَنْكُوسَةٌ [menkûset] dahi denir; yukâlu: قَوْسٌ نِكْسٌ وَمَنْكُوسَةٌ إِذَا كَانَتْ قَدْ جُعِلَ رِجْلُهَا رَأْسَ الْغُصْنِ Ve zaʹîf ve zebûn adama ıtlâk olunur; yukâlu: رَجُلٌ نِكْسٌ أَيْ ضَعِيفٌ Ve şol ok temrenine ıtlâk olunur ki dibi kırılmakla ucu dip kılınmış ola; yukâlu: نَصْلٌ نِكْسٌ إِذَا انْكَسَرَ سِنْخُهُ فَجُعِلَ ظُبَتُهُ سِنْخًا Ve ters doğmuş velede ıtlâk olunur. Ve gâyet kerem ve necdetten mukassir olan kimseye ıtlâk olunur ki murâd fürû-mâyedir; yukâlu: رَجُلٌ نِكْسٌ أَيْ مُقَصِّرٌ عَنْ غَايَةِ الْكَرَمِ Cemʹleri أَنْكَاسٌ [enkâs] gelir.

Vankulu Lugatı - النكس maddesi

اَلنَّكْسُ [en-neks] (nûn’un fethi ve kâf’ın sükûnuyla) Bir nesneyi başı aşağı kılmak; yukâlu: نَكَسْتُ الشَّيْءَ أَنْكُسُهُ نَكْسًا إِذَا قَلَبْتَهُ عَلَى رَأْسِهِ

اَلنُّكْسُ [en-nuks] (nûn’un zammı ve kâf’ın sükûnuyla) Maraz ifâkattan sonra ʹavdet etmek; yukâlu: نَكَسَ الرَّجُلُ نُكْسًا ve yukâlu: تَعْسًا لَهُ وَنُكْسًا وَقَدْ يُفْتَحُ هَهُنَا لِلْإِزْدِوَاجِ أَوْ لِأَنَّهُ لُغَةٌ

اَلنِّكْسُ [en-niks] (nûn’un kesri ve kâf’ın sükûnuyla) Şol oktur ki yukarısı ufanmağın aşağısı yukarı ve yukarısı aşağı kılına. Ve

نِكْسٌ [niks] Kezâlik recül-i zaʹîfe ıtlâk olunur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı