ḩalis ~ حَلِسٌ

Kamus-ı Muhit - حلس maddesi

اَلْحَلْسُ [el-ḩals] (ḩâ’nın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Davara çul örtmek maʹnâsınadır; yukâlu: حَلَسَ الْبَعِيرَ حَلْسًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا غَشَّاهُ بِحِلْسٍ Ve bulut çok zaman yağmur yağdırmak maʹnâsına müstaʹmeldir ki her yere çul kaplar gibi ihâta eder; yukâlu: حَلَسَتِ السَّمَاءُ إِذَا دَامَ مَطَرُهَا Ve

حَلْسٌ [ḩals] ʹAhd ve peymâna denir; ḩâ’nın kesriyle de lügattir; yukâlu: بَيْنَهُمُ الْحَلْسُ أَيِ الْعَهْدُ وَالْمِيثَاقُ Ve mevâşî zekâtını alan ʹâmil farîza yerine nakd akçe almak maʹnâsınadır; yukâlu: حَلَسَ الْمُصَدِّقُ إِذَا أَخَذَ النَّقْدَ مَكَانَ الْفَرِيضَةِ Ve bir nesneye aslâ münfekk olmamak üzere mülâzım olmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَلَسَ فِي هَذَا الْأَمْرِ إِذَا لَزِمَهُ وَلَصِقَ بِهِ

Vankulu Lugatı - حلس maddesi

اَلْحَلِسُ [el-ḩalis] (ḩâ’nın fethi ve lâm’ın kesriyle) Bahâdır olan kimse, شُجَاعٌ [şucâʹ] maʹnâsına. Ve

حَلِسٌ [ḩalis] Harîs olan kimseye de derler.

اَلْحِلْسُ [el-ḩils] (ḩa’nın kesri ve lâm’ın sükûnuyla) Şol şâldır ki deve çulunun altında olur. Ve ḩâ’nın ve lâm’ın fethiyle dahi lügattır, شِبْهٌ [şibh] شَبَهٌ [şebeh] مِثْلٌ [mišamp;l] ile مَثَلٌ [mešamp;el] gibi. Ve

حِلْسٌ [ḩils] Kumar oklarının dördüncüsüne dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı