خَرِبٌ [Ḣarib] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Benû Suleym maʹdeni kurbünde Tiʹâr nâm mahalle karîb bir dağdır. Ve Hît nâm kasaba ile Şâm beyninde bir arzın ismidir. Ve Feyd ile Medîne beyninde bir mevziʹdir. Ve
خَرِبٌ [ḣarib] Dağın bir cânibine doğru sivrilip çıkan ucuna denir. Ve yufka ve beyâz taşlık yere denir, لَحِفٌ [laḩif] maʹnâsına ki ḩâ-yı mühmele ile كَتِفٌ [ketif] veznindedir.
اَلْخَرْبُ [el-ḣarb] (ḣâ’nın fethi ve râ’nın sükûnuyla) Bu dahi iğne yurdusuna ve makʹad deliğine denir. Ve
خَرَبٌ [ḣareb] Masdar olur, bir kimsenin kulağı deliğine vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَرَبَهُ خَرَبًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي اِذَا ضَرَبَ خُرْبَتَهُ Ve bir nesneyi delmek yâhûd yarmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَرَبَ الشَّيْءَ اِذَا ثَقَبَهُ أَوْ شَقَّهُ Ve uğru olmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَرَبَ فُلاَنٌ اِذَا صَارَ لِصًّا Ve harâb eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: خَرَبَ الدَّارَ بِمَعْنَى خَرَّبَهَا Ve
خَرَبٌ [ḣareb] Bir nesneyi hırsızlamak maʹnâsınadır; ke-mâ se-yuzkeru.
اَلْخُرْبُ [el-ḣurb] (ḣâ’nın zammıyla) ve
اَلْخَرَّابَةُ [el-ḣarrâbet] (ḣâ’nın fethi ve zammı ve râ’nın teşdîdiyle) Bunlar da iğne yurdusuna denir ve makʹad deliğine denir. Ve
خُرْبٌ [ḣurb] (ḣâ’nın zammı ve fethiyle) Emr-i dîne müteʹallik rîbe ve fesâda denir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı