اَلرَّذَمُ [er-režem] (fethateynle) Çanak kenârlarından taşıp akar olmak vechiyle dopdolu olmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَذِمَتِ الْقَصْعَةُ رَذَمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا صَارَتْ رَذُومًا Ve
رَذَمٌ [režem] Müteferrik gürûh-ı insânîye denir ki ism-i cemʹdir; yukâlu: رَأَيْتُ رَذَمًا مِنَ النَّاسِ أَيْ مُتَفَرِّقِينَ Ve eski libâsa denir; yukâlu: صَارَ فُلَانٌ بَعْدَ الْخَزَّ فِيِ رَذَمٍ أَيْ خُلْقَانٍ
اَلرَّذْمُ [er-režm] (râ’nın fethi ve žâl-ı muʹcemenin sükûnuyla) ve
اَلرَّذَمَانُ [er-režemân] (fetehâtla) Akmak maʹnâsınadır, yukâlu: رَذَمَ أَنْفُهُ رَذْمًا وَرَذَمَانًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا سَالَ Ve
رَذْمٌ [režm] Alçak ve kem-mâye kimseye denir; yukâlu: رَجُلٌ رَذْمٌ أَيْ فَسْلٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı