Muḩaccer ~ مُحَجَّرٌ

Kamus-ı Muhit - محجر maddesi

مُحَجَّرٌ [Muḩaccer] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde ve مُحَدِّثٌ [muḩaddišamp;] veznlerinde) Bir suyun yâhûd bir mevziʹin adıdır.

اَلْمَحْجَرُ [el-maḩcer] (مَصْدَرٌ [maṡdar] vezninde) حِجْرٌ [ḩicr] gibi harâm maʹnâsınadır. Ve

حِجْرٌ [ḩicr]ve

مَحْجَرٌ [maḩcer] Masdar olurlar; yukâlu: حَجَرَهُ عَلَيْهِ حِجْرًا وَمَحْجَرًا إِذَا حَرَّمَهُ Ve şol çay kıyısına denir ki yüksekçe olmakla suyunu taşraya neşf ve seyelândan menʹ ve imsâk eyleye.

اَلْمَحْجِرُ [el-maḩcir] (مَجْلِسٌ [meclis] vezninde) ve

اَلْمِحْجَرُ [el-miḩcer] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) Bâgçeye ıtlâk olunur, حَدِيقَةٌ [ḩadîḵat] maʹnâsına; etrâfında حَاجِرٌ [ḩâcir] ve حَاجِزٌ [ḩâciz] yapılmakla bîgâna memnûʹ olur. Cemʹi مَحَاجِرُ [meḩâcir]dir; yukâlu: قَلَّتْ مِيَاهُ الْمَحَاجِرِ أَيِ الْحَدَائِقِ Ve

مَحْجِرُالْعَيْنِ [maḩciru’l-ʹayn] Gözün oyumuna denir ki Fârisîde hâne-i çeşm denir, nikâbın gözlük taʹbîr olunan deliğinden oyumunca görünen dâ΄iresinden ʹibârettir. ʹAlâ-kavlin nikâbın vech-i mezkûr üzere gözlüğüne denir ki ʹArab nisvânı nikâblarının göze gelecek yerlerinde göz dâ΄iresince birer delik edip taşraya onlardan nazar ederler, yoksa bu diyârın ʹavretleri gibi tâ-be-sîne küşâde eylemezler. Kâle fi’l-Esâs إِمْرَأَةٌ بَيْضَاءُ الْمَحَاجِرِ وَبَدَا مَحْجِرُهَا مِنَ النِّقَابِ Ve

مَحْجِرٌ [maḩcir] Başta sarılmış olduğu hâlde sarığa ıtlâk olunur. Ve köyün ve çiftliğin çevresine ve havâlîsine denir; ümerâ-i Yemen’in mahsûs koruluklarına مَحْجِرٌ [maḩcir] ve mecmûʹuna مَحَاجِرُ [meḩâcir] ıtlâkı bundandır; لِهَذِهِ الْقَرْيَةِ مَحْجِرٌ فِيهَا رِعْيٌ كَثِيرٌ وَهُوَ مَا حَوْلَهَا

Vankulu Lugatı - محجر maddesi

مُحَجَّرٌ [Muḩaccer] (mîm’in zammı ve cîm’in fethi ve teşdîdiyle) Bir mevziʹin ismidir. Aṡmaʹî kesr-i cîm’le, gayrılar feth-i cîm’le rivâyet etmişlerdir.

اَلْمَحْجَرُ [el-maḩcer] (mîm’in ve cîm’in fethiyle) Karyenin etrâfı; ve minhu: مَحَاجِرُ أَقْيَالِ الْيَمَنِ Yaʹnî Yemen beglerinin koruları ki her birinin bir mikdâr korusu var idi, kendiye mahsûs ona gayrılar dahl etmezdi. Ve أَقْيَالٌ [aḵyâl] قَيْلٌ [ḵayl]in cemʹidir, ḵâf’la ve yâ-yı müsennâtla, emîr maʹnâsına. Ve

مَحْجَرٌ [maḩcer] Kezâlik حِجْرٌ [ḩicr]e dahi derler; ḩâ’nın kesriyle harâm maʹnâsına.

اَلْمَحْجِرُ [el-maḩcir] (ʹalâ-vezni اَلْمَجْلِس [el-meclis]) Bâgçe, hadîka maʹnâsına. Ve

مَحْجِرٌ [maḩcir] Kezâlik nikâbda göz görecek mikdârı deliklerdir ki diyâr-ı ʹArabda nikâb bu vech üzere olur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı