اَلْإِحْرَافُ [el-iḩrâf] (hemzenin kesriyle) Bir adamın mâlı nemâ΄ ve bereket bulmakla onup firâvân olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَحْرَفَ الرَّجُلُ إِذَا نَمَى مَالُهُ وَصَلُحَ وَكَثُرَ Ve nâkayı arıklatmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَحْرَفَ نَاقَتَهُ إِذَا هَزَلَهَا Ve ʹayâl için emek çekip kesb ü kâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَحْرَفَ فُلاَنٌ إِذَا كَدَّ عَلَى عِيَالِهِ Ve ʹıvaz ve cezâ eylemek maʹnâsınadır, gerek iyiliğe ve gerek kemliğe mukâbil olsun; yukâlu: أَحْرَفَ الرَّجُلُ إِذَا جَازَى عَلَى خَيْرٍ أَوْ شَرٍّ
اَلْإِحْرَافُ [el-iḩrâf] (hemzenin kesriyle) Bir kimsenin mâlı artıp onmak; yukâlu: أَحْرَفَ الرَّجُلُ إِذَا نَمَا مَالُهُ وَصَلُحَ Ve
إِحْرَافٌ [iḩrâf] Mâl-ı vâfire dahi derler; ve yukâlu: جَاءَ فُلَانٌ بِالْحِلْقِ وَالْإِحْرَافِ أَيْ بِالْمَالِ الْكَثِيرِ Ve حِلْقٌ [ḩilḵ] ḩâ-i mühmelenin kesri ve lâm’ın sükûnuyla mâl-ı kesîre derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı