el-irtibâʹ ~ اَلْإِرْتِبَاعُ

Kamus-ı Muhit - الإرتباع maddesi

اَلْإِرْتِبَاعُ [el-irtibâʹ] Bahâr mevsimi bir yerde ikâmet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِرْتَبَعَ بِمَكَانِ كَذَا إِذَا أَقَامَ بِهِ فِي الرَّبِيعِ Ve bahâr vaktinde davar çayır otlamak maʹnâsınadır; yukâlu: إِرْتَبَعَ الْبَعِيرُ إِذَا أَكَلَ الرَّبِيعَ Ve davar çayır otlamakla semirip tavlanmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِرْتَبَعَ الْبَعِيرُ إِذَا سَمِنَ

Vankulu Lugatı - الإرتباع maddesi

اَلْإِرْتِبَاعُ [el-irtibâʹ] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Deve ziyâde seğirtmek; yukâlu: مَرَّ الْبَعِيرُ يَرْتَبِعُ إِذَا ضَرَبَ بِقَوَائِمِهِ كُلِّهَا Ve

إِرْتِبَاعٌ [irtibâʹ] Kuvvet sınamak için taş atmağa dahi derler, رَبْعٌ [rebʹ] maʹnâsına nitekim mürûr etti; tekûlu: رَبَعْتُ الْحَجَرَ وَارْتَبَعْتُهُ إِذَا أَشَلْتَهُ Ve إِشَالَةٌ [işâlet] kaldırmaktır. Ve fi’l-hadîsi: مَرَّ بِقَوْمٍ يَرْبَعُونَ حَجَرًا وَيَرْتَبِعُونَ” Ve Murbiʹ olup aʹzâsı yerli yerinde olmağa da derler. Ve deve bahâr vaktinde otlamağa dahi derler; yukâlu: إِرْتَبَعَ الْبَعِيرُ إِذَا أَكَلَ الرَّبِيعَ Ve Rebîʹ vaktinde bir yerde ikâmet etmeğe dahi derler; ve yukâlu: إِرْتَبَعْنَا بِمَوْضِعِ كَذَا أَيْ أَقَمْنَا بِهِ فِي الرَّبِيعِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı