اَلْإِسْتِشَاطَةُ [el-istişâṯat] Hışm ve gazabdan pür-âteş olmak maʹnâsınadır ki ihtirâk maʹnâsındandır; yukâlu: إِسْتَشَاطَ عَلَيْهِ إِذَا الْتَهَبَ غَضَبًا Ve kuş hiddet ve neşâtla uçmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَشَاطَ الْحَمَامُ إِذَا طَارَ نَشِيطًا Ve bir işe cüst ve çabuk deprenmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَشَاطَ مِنَ الْأَمْرِ إِذَا خَفَّ لَهُ
اَلْإِسْتِشَاطَةُ [el-istişâṯat] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Gazaba gelip hiddet ve harâret üzere olmak; yukâlu: غَضِبَ فُلَانٌ وَاسْتَشَاطَ إِذَا احْتَدَمَ كَأَنَّهُ الْتَهَبَ فِي غَضَبِهِ Ve اِحْتِدَامٌ [iḩtidâm] ḩâ ve dâl-ı mühmeleteynle yürek harâret-i gazabla dolmak. Ve
إِسْتِشَاطَةٌ [istişâṯat] Deve tîz semirmeğe dahi derler; yukâlu: إِسْتَشَاطَ الْبَعِيرُ إِذَا سَمِنَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı