اَلْإِسْتِزَادَةُ [el-istizâdet] Bir adamı ʹatâsında mukassır ʹadd eylemek, اِسْتِقْصَارٌ [istiḵṡâr] maʹnâsınadır ki maʹnâ-yı âtînin melzûmudur; yukâlu: اِسْتَزَادَهُ إِذَا اسْتَقْصَرَهُ Esâs’ta فُلاَنٌ يَسْتَزِيدُ فُلاَنًا أَيْ يَسْتَقْصِرُهُ وَيَشْكُوهُ ʹibâretiyle vâkiʹ olmakla tercemede zamîr adama ircâʹ olundu. Ve اِسْتَقْصَرْتُ فُلاَنًا denirse تَقْصِيرٌ [taḵṡîr]den me΄hûz ve اِسْتَقْصَرْتُ الثَّوْبَ denirse قِصَرٌ [ḵiṡar]dan me΄hûz olur. Ve
اِسْتِزَادَةٌ [istizâdet] Bir kimseden bir nesneyi artırmasını istemek maʹnâsınadır; yukâlu: اِسْتَزَادَ فُلاَنًا إِذَا طَلَبَ مِنْهُ الزِّيَادَةَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı