اَلْإِسْتِرْسَالُ [el-istirsâl] Bir adamdan bir kimse kendisine sürü sürü deve yollamasını istemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَرْسَلَ مِنْهُ إِذَا قَالَ لَهُ أَرْسِلْ إِلَيَّ الْإِبِلَ أَرْسَالًا Ve bir kimse ile kemâl üzere üns ve ülfet peydâ eylemekle miyânelerinden tekellüf ve vahşet bertaraf olmağın ona yayılıp bî-muhâbâ küstâhâne inbisâtla muʹâmele eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir ki teklîfsiz ahbâb muʹâmelesidir; yukâlu: إِسْتَرْسَلَ إِلَيْهِ إِذَا انْبَسَطَ وَاسْتَأْنَسَ Ve saç kıvırcık olmayıp sarkık olmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَرْسَلَ الشَّعْرُ إِذَا صَارَ سَبْطًا
اَلْإِسْتِرْسَالُ [el-istirsâl] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Kıl kendin salıverip kıvırcık olmamak; yukâlu: إِسْتَرْسَلَ الشَّعْرُ إِذَا صَارَ سَبِطًا Ve سَبِطٌ [sebiṯ] sîn-i mühmelenin fethi ve bâ’nın kesriyle kıvırcık olmayan saç. Ve
إِسْتِرْسَالٌ [istirsâl] Bir nesneye döşenip üns tahsîl etmek; yukâlu: إِسْتَرْسَلَ إِلَيْهِ إِذَا انْبَسَطَ وَاسْتَأْنَسَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı