اَلْإِعْنَانُ [el-iʹnân] (hemzenin kesriyle) Bu dahi bir adama عِنِّينٌ [ʹinnîn] olmak üzere hükm eylemek yâhûd sihr ile bağlı olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أُعِنَّ الرَّجُلُ عَنِ امْرَأَتِهِ عَلَى الْمَجْهُولِ بِمَعْنَى عُنَّ Ve at uyanına dizgin geçirmek maʹnâsınadır; tekûlu: أَعْنَنْتُ اللِّجَامَ إِذَا جَعَلْتَ لَهُ عِنَانًا Ve dizgini çekmekle atı alıkomak maʹnâsınadır; tekûlu: أَعْنَنْتُ الْفَرَسَ أَيْ حَبَسْتُهُ بِالْعِنَانِ
اَلْإِعْنَانُ [el-iʹnân] (hemzenin kesriyle) Uyana çılbır etmek, dizgin dikmek maʹnâsına; tekûlu: أَعْنَنْتُ اللِّجَامَ إِذَا جَعَلَتَ لَهُ عِنَانًا Ve
إِعْنَانٌ [iʹnân] Kitâbı âhar kitâbla mukâbele etmeğe dahi derler; tekûlu: أَعْنَنْتُ الْكِتَابَ لِكَذَا إِذَا عَرَضْتَهُ لَهُ وَصَرَفْتَهُ إِلَيْهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı