اَلْأَلْتُ [el-elt] (hemzenin fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Eksiltmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَلَتَهُ حَقَّهُ أَلْتًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا نَقَصَهُ Ve bir kimseyi işinden yâhûd yolundan sarf edip alıkomak maʹnâsınadır; yukâlu: أَلَتَهُ إِذَا حَبَسَهُ وَصَرَفَهُ يَعْنِي عَنْ وَجْهِهِ Ve bir kimseye and vermek, ʹalâ-kavlin onun yemîn eylemesini taleb etmek yâhûd müddeʹâsına ondan şehâdet etmesini istemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَلَتَ فُلاَنًا إِذَا حَلَّفَهُ أَوْ طَلَبَ مِنْهُ حَلِفًا أَوْ شَهَادَةً يَقُومُ لَهُ بِهَا Ve أَلْتٌ [elt] bühtân eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَلَتَهُ إِذَا بَهَتَهُ
اَلْأَلْتُ [el-elt] (hemzenin fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Eskimek; yukâlu: أَلَتَهُ حَقَّهُ يَأْلِتُهُ أَلْتًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي Ve habs ve menʹ etmek maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: أَلَتَهُ عَنْ وَجْهِهِ أَيْ صَرَفَهُ [ve] لَاتَهُ يَلِيتُهُ gibi ki bunlar lügatlerdir bir maʹnâya. Ve and vermek maʹnâsına da gelir; yukâlu: أَلَتَهُ يَمِينًا أَيْ أَحْلَفَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı