اَلْإِلْتِبَاطُ [el-iltibâṯ] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Deve yelip seğirtirken ellerini yere vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِلْتَبَطَ الْبَعِيرُ إِذَا خَبَطَ بِيَدِهِ وَهُوَ يَعْدُو Ve bir işe saʹy eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِلْتَبَطَ فُلاَنٌ فِي أَمْرٍ إِذَا سَعَى فِيهِ Ve mütehayyir olmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِلْتَبَطَ الرَّجُلُ إِذَا تَحَيَّرَ Ve muztarib ve bî-karâr olmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِلْتَبَطَ الرَّجُلُ إِذَا اضْطَرَبَ Ve at seğirtirken ve sıçrarken ellerini bir araya getirmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِلْتَبَطَ الْفَرَسُ إِذَا جَمَعَ قَوَائِمَهُ Ve bir kimsenin etrâfına dolanıp ona mülâzemet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِلْتَبَطَ الْقَوْمُ بِهِ إِذَا أَطَافُوا بِهِ وَلَزِمُوهُ
اَلْإِلْتِبَاطُ [el-iltibâṯ] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Deve seğirtirken ayakların yere vurmak; yukâlu: مَرَّ الْبَعِيرُ يَلْتَبِطُ إِذَا عَدَا وَضَرَبَ بِقَوَائِمِهِ كُلِّهَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı