el-iltiyâṯ ~ اَلْإِلْتِيَاطُ

Kamus-ı Muhit - الإلتياط maddesi

اَلْإِلْتِيَاطُ [el-iltiyâṯ] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) ve

اَلْإِسْتِلاَطُ [el-istilâṯ] Bir kimse kendi veledi olmayanı veledimdir diye iddiʹâ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إلْتَاطَهُ وَاسْتَلاَطَهُ إِذَا ادَّعَاهُ وَلَدًا وَلَيْسَ لَهُ Ve

إِلْتِيَاطٌ [iltiyâṯ] Bir kimse bir havuzu mahsûs kendisi için sıvayıp taʹmîr ve ıslâh eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِلْتَاطَ حَوْضًا إِذَا لاَطَهُ لِنَفْسِهِ Ve bir nesne bir nesneye yapışmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِلْتَاطَ بِقَلْبِي إِذَا لَصِقَ بِهِ

Vankulu Lugatı - الإلتياط maddesi

اَلْإِلْتِيَاطُ [el-iltiyâṯ] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Kalbe yapışmak ve yakışmak ve yukâlu: هَذَا أَمْرٌ لَا يَلْتَاطُ بِصَفَرِى أَيْ لَا يَلْصَقُ بِقَلْبِي Ve صَفَرٌ [ṡafer] ṡâd-ı mühmele ve fâ ile kalbdir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı