el-elḩan ~ اَلْأَلْحَنُ

Vankulu Lugatı - الألحن maddesi

اَلْأَلْحَنُ [el-elḩan] (hemzenin ve ḩâ’nın fethi ile) Hüsn-i savtla kırâ΄at eden kimse; yukâlu: هُوَ أَلْحَنُ النَّاسِ إِذَا كَانَ أَحْسَنَهُمْ قِرَاءَةً وَغِنَاءً Ve

لَحْنٌ [laḩn] Bir nesneyi niyyet edip ona meyl etmek. Ve

لَحْنٌ [laḩn] Kelâmda hatâ etmeğe dahi derler; yukâlu: لَحَنَ فِي كَلَامِهِ إِذَا أَخْطَأَ Ve

لَحْنٌ [laḩn] Bir kimseye bir söz söylemektir ki o onu fehm ede ve gayrılar fethm etmeye; tekûlu: لَحَنْتُ إِلَيْهِ مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ أَيْضًا أَلْحَنُ لَحْنًا إِذَا قُلْتَ لَهُ قَوْلًا يَفْهَمُهُ عَنْكَ وَيَخْفَى عَلَى غَيْرِهِ Ve لَحِنَهُ هُوَ عَنِّي dersin bâb-ı râbiʹden, kaçan o sözü senden fehm etse. Ve

لَحْنٌ [laḩn] Fehvâ-yı kelâma dahi derler. Kâlallâhu taʹâlâ: ﴿وَلَتَعْرِفَنَّهُمْ فِي لَحْنِ الْقَوْلِ﴾ (محمد، 30) أَيْ فِي فَحْوَاهُ وَمَعْنَاهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı