el-ennân ~ اَلْأَنَّانُ

Kamus-ı Muhit - الأنان maddesi

اَلْأُنَانُ [el-unân] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) ve

اَلْأَنَّانُ [el-ennân] (شَدَّادٌ [şeddâd] vezninde) ve

اَلْأُنَنَةُ [el-unenet] (هُمَزَةٌ [humezet] vezninde) Çok inleyip nâlân olan adama denir; yukâlu: رَجُلٌ أُنَانٌ وَأَنَّانٌ وَأُنَنَةٌ أَيْ كَثِيرُ الْأَنِينِ Mü΄ennesi أَنَانَةٌ [unânet]tir.

اَلْأَنُّ [el-enn] (hemzenin fethi ve nûn’un teşdîdiyle) ve

اَلْأَنِينُ [el-enîn] (طَنِينٌ [ṯanîn] vezninde) ve

اَلتَّأْنَانُ [et-te΄nân] (تَذْكَارٌ [težkâr] vezninde) Dert ve elemden nâşî inlemek ve nâle kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَنَّ الْمَرِيضُ أَنًّا وَأَنِينًا وَأُنَانًا وَتَأْنَانًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا تَأَوَّهَ Ve أَنَّ [enne] kelimesi ki fiʹl-i mâzidir, كَانَ ve ثَبَتَ maʹnâsına istiʹmâl olunur; ve minhu kavluhum: لَا أَفْعَلُهُ مَا أَنَّ فِي السَّمَاءِ نَجْمٌ أَيْ مَا كَانَ Ve bu emsâlden olmakla mutasarrıf değildir. Ve أَنٌّ [enn] Kezâlik masdardır, dökmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَنَّ الْمَاءَ أَنًّا إِذَا صَبَّهُ

Vankulu Lugatı - الأنان maddesi

اَلْأُنَانُ [el-unân] (hemzenin zammı ve nûn’un tahfîfi ile) Bi-maʹnâhu.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı