el-ân ~ اَلْآنَ

Kamus-ı Muhit - الآن maddesi

اَلْآنُ [el-ân] (حَالٌ [ḩâl] vezninde) İçinde hâzır olduğun vaktin ismidir, zarf-ı gayr-i mütemekkindir, maʹrife vâkiʹ olmuştur. Ve buna elif ve lâm taʹrîf için dâhil olmadı, zîrâ mevzûʹu olan vakt-i hâzırda müşâriki yoktur ki taʹyîni mûcib ola, pes اَلنَّجْمُ ve اَلذِّي gibi olur; yukâlu: اَلْآنَ آنُكَ أَيْ هَذَا الْوَقْتُ وَقْتُكَ Ve gâh olur ki lâm’ı meftûh kılıp tahfîfen hemzeleri hazf eder; ke-kavli’ş-şâʹir: “فَبُحْ لَانَ مِنْهَا بِالَّذِي أَنْتَ بَائِحُḢ Şârihin beyânına göre harf-i taʹrîfi ʹahd-i huzûrî içindir; اَلْآنَ [el-ân] demek şimdiki vaktte demektir. Mütercim der ki lafza-i celâlede olan elif ve lâm dahi kabîl-i evvelden olmak eslemdir, zîrâ Hak celle ve ʹalâ aʹrefü’l-maʹâriftir.

Vankulu Lugatı - الآن maddesi

اَلْآنَ [el-ân] (hemze-i ûlânın fethi ve lâm’ın sükûnu ve hemze-i sâniyenin fethi ve meddiyle) Bir vakt için ismdir ki sen o vaktte hâzırsın. Ve اَلْآنَ [el-ân] zarf-ı gayr-ı mütemekkindir, maʹrife vâkiʹ olmuştur. Ve buna elif lâm taʹrîften ötürü dâhil olmuş değildir, zîrâ o vakt-i hâzır için mevzûʹdur. Ve vakt-i hâzıra müşârik bir nesne yoktur tâ ki elif lâm’la taʹyîn oluna.Ve gâh olur lâm’ı meftûh kılıp hemzeleri hazf ederler; yukâlu: لَانَ عَلَى وَزْنِ بَاعَ بِمَعْنَى الْآنَ كَذَا قَالَ الْجَوْهَرِيُّ وَفِيهِ تَأَمُّلٌ لَا يَخْفَى فَإِنَّهُ يَقْتَضِي أَنْ لَا يَكُونَ التَّعَيُّنُ مِنَ اللَّامِ كَمَا فِي الْيَوْمِ وَإِنْ لَا يَكُونُ الْآنَ مَوْضُوعًا لِظَرْفٍ مِنَ الزَّمَانِ مُطْلَقًا مَعَ أَنَّهُمْ يَقُولُونَ أَنَا فَأَنَا إِلَّا أَنْ يُقَالَ كَلَامٌ بِالنَّظَرِ إِلَى الْآنِ الْمَوْضُوعِ لِلْوَقْتِ الْحَاضِرِ لَا فِي الْآنِ الْمُطْلَقِ وَيَثْبُتُ اسْتِقْلَالُهُ فِي الْوَضْعِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı