اَلتَّئِقُ [et-te΄iḵ] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve
اَلْمِتْئَقُ [el-mit΄aḵ] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) Şerr ve şûra serîʹ ve hâzır-bâş kimseye denir; yukâlu: رَجُلٌ تَئِقٌ وَمِتْئَقٌ أَيْ سَرِيعٌ إِلَى الشَّرِّ Ve pür-cünbüş ü şatâret olan oynak genç ata denir; yukâlu: فَرَسٌ تَئِقٌ وَمِتْئَقٌ أَيْ مُمْتَلِئٌ نَشَاطًا وَشَبَابًا
اَلتَّئِقُ [et-te΄iḵ] (tâ’nın fethi ve hemzenin kesriyle) Gazab-nâk olan kimse. Ve fî emsâli’l-ʹArab: “أَنْتَ تَئِقٌ وَأَنَا مَئِقٌ فَكَيْفَ نَتَّفِقُ” Yaʹnî sen gazab-nâk ben havf-nâk ülfet ve muvâfakat ne vechile olur. Ve Umevî eyiti: تَئِقٌ [te΄iḵ] şerre serîʹ olan kimsedir. Ve Aṡmaʹî eyitti: Cerî olan kimsedir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı