اَلتَّرَبُّدُ [et-terebbud] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Bir nesnenin levni bozulmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَرَبَّدَ لَوْنُهُ إِذَا تَغَيَّرَ Ve gökyüzü bulutlanmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَرَبَّدَتِ السَّمَاءُ إِذَا تَغَيَّمَتْ Ve bir kimse çehresini eğip yüzü ekşimek maʹnâsınadır; yukâlu: تَرَبَّدَ الرَّجُلُ إِذَا تَعَبَّسَ
اَلتَّرَبُّدُ [et-terebbud] (fethateynle ve bâ’nın zammı ve teşdîdiyle) Gökyüzü bulutlu olmak; yukâlu: تَرَبَّدَتِ السَّمَاءُ أَيْ تَغَيَّمَتْ Ve
تَرَبُّدٌ [terebbud] Tagayyür maʹnâsına da gelir; yukâlu: تَرَبَّدَ وَجْهُ فُلَانٍ أَيْ تَغَيَّرَ مِنَ الْغَضَبِ Ve
تَرَبُّدٌ [terebbud] Yüz ekşitmek; yukâlu: تَرَبَّدَ الرَّجُلُ أَيْ تَعَبَّسَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı