et-teseffur ~ اَلتَّسَفُّرُ

Kamus-ı Muhit - التسفر maddesi

اَلتَّسَفُّرُ [et-teseffur] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Deve beyne’l-ʹişâ΄eyn otlamak maʹnâsınadır ki henüz aydınlık hengâmıdır; yuḵâu: سَفَّرَ الْإِبِلَ فَتَسَفَّرَتْ أَيْ رَعَاهَا بَيْنَ الْعِشَائَيْنِ فَرَعَتْ Ve bir adam henüz aydınlık bakiyyesi var iken gelmek maʹnâsınadır; yukâlu: تَسَفَّرَ الرَّجُلُ إِذَا أَتَى بِسَفَرٍ أَيْ بَقِيَّةِ بَيَاضِ النَّهَارِ Ve gövdenin derisi bir nesneden müte΄essir olmak maʹnâsınadır, أَثَرٌ [ešamp;er] maʹnâsına olan سَفْرٌ [sefr]den me΄hûzdur; yukâlu: تَسَفَّرَ الْجِلْدُ إِذَا تَأَثَّرَ Ve bir adam hâceti bi’l-külliyye fevt olmazdan akdem bir mikdârını elden kaçırmayıp tedârük eylemek maʹnâsınadır; bakiyye-i beyâz-ı nehâr maʹnâsına olan سَفَرٌ [sefer]den me΄hûzdur; yukâlu: تَسَفَّرَ شَيْئًا مِنْ حَاجَتِهِ إِذَا تَدَارَكَهُ Ve tezevvüc için nisvânın rûşen çehrelisini taleb eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَسَفَّرَ النِّسَاءَ إِذَا اسْتَسْفَرَهُنَّ Ve bir adam âherin zimmetine lâzım gelen zamân ve diyet makûlesi hakk-ı matlûbundan nısf mikdârını taleb kılmak maʹnâsınadır, gûyâ ki hemân nısfına rızâ ile o kimsenin sıklet-i ʹazîmesini isfâr eylemiş olur; yukâlu: تَسَفَّرَ فُلاَنًا إِذَا طَلَبَ عِنْدَهُ النِّصْفَ مِنْ تَبِعَةٍ كَانَتْ لَهُ قِبَلَهُ Burada قِبَل [ḵibel] عِنَبٌ [ʹineb] veznindedir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı