اَلتَّعْوِينُ [et-taʹvîn] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bu dahi yardım eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: عَوَّنَنِي بِمَعْنَى أَعَانَنِي Ve hatun عَوَانٌ [ʹavân] olmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَوَّنَتِ الْمَرْأَةَ إِذَا صَارَتْ عَوَانًا Ve hımâr dişiye çok aşmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَوَّنَ الْحِمَارُ إِذَا أَكْثَرَ بَوْكِهِ لِعَانَتِهِ Ve bir adamın hisse ve nasîbine duhûl eylemek maʹnâsınadır ki hissesine ortak olmaktan ʹibârettir; yukâlu: عَوَّنَ فُلَانًا إِذَا دَخَلَ عَلَيْهِ فِي نَصِيبِهِ
اَلتَّعْوِينُ [et-taʹvîn] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Bir kimse orta yaşına dâhil olmak; tekûlu: عَوَّنَتِ الْمَرْأَةُ تَعْوِينًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı