et-telbîd ~ اَلتَّلْبِيدُ

Kamus-ı Muhit - التلبيد maddesi

اَلتَّلْبِيدُ [et-telbîd] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bu dahi لَبْدٌ [lebd] maʹnâsınadır; yukâlu: لَبَّدَ الصُّوفَ تَلْبِيدًا بِمَعْنَى لَبَدَهُ Ve yırtık nesneye yama vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَبَّدَ الْكِسَاءَ إِذَا رَقَعَهُ Ve ihrâmda olan hâcî başının saçı perîşân olmayıp toplanmak için saçına zamk makûlesi nesne sürüp yapıştırmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَبَّدَ الْمُحْرِمُ رَأْسَهُ إِذَا جَعَلَ فِيهِ شَيْئًا مِنْ صَمْغٍ لِيَتَلَبَّدَ شَعْرُهُ

Vankulu Lugatı - التلبيد maddesi

اَلتَّلْبِيدُ [et-telbîd] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Yeri ıslatmak; yukâlu: لَبَّدَتِ النَّدَى الْأَرْضَ Ve نَدَى [nedâ] fethateynle ve elif-i maksûre ile çiğe derler ki seher vaktinde yağar. Ve

تَلْبِيدٌ [telbîd] Muhrim olan kimse başına zamk sürmeğe derler, ihrâm zamânında tâ ki kılları bir yere cemʹ ola ve perîşân olup dağılmaya.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı