اَلتَّلَقُّحُ [et-telaḵḵuḩ] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Gebe olmayan nâka kendisini gebe sûretinde göstermek maʹnâsınadır; yukâlu: تَلَقَّحَتِ النَّاقَةُ إِذَا أَرَتْ أَنَّهَا لاَقِحٌ وَلَمْ تَكُنْ Ve bir adama bî-asl bir cürm ve cinâyet isnâd eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: تَلَقَّحَ زَيْدٌ عَلَيَّ أَيْ تَجَنَّى عَلَيَّ مَا لَمْ أُذْنِبْهُ Ve elleriyle işâret ederek tekellüm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَلَقَّحَ يَدَاهُ إِذَا أَشَارَ بِهِمَا فِي التَّكَلُّمِ
اَلتَّلَقُّحُ [et-telaḵḵuḩ] (fethateynle ve lâm’ın zammı ve teşdîdiyle) Ferrâ rivâyeti üzere nâka kendiyi hâmile göstermek, hâlâ ki hâmile değildir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı