اَلتِّلْقَاءُ [et-tilḵâ΄] (tâ’nın kesriyle) İsmdir, görüşmeğe ve buluşmağa denir ki Fârisîde dîdâr denir. Ve bunun تِبْيَانٌ [tibyân] lafzından gayrı nazîri yoktur. Şârih der ki mü΄ellifin kelâmı müşevveştir, zîrâ تِبْيَانٌ [tibyân] kelimesi masdardır ve تِلْقَاءٌ [tilḵâ΄] kendi beyânına göre ismdir. İntehâ. Ve
تِلْقَاءَ [tilḵâ΄] Tevessuʹla zarf-ı mekân olur, cihet-i likâ΄ vü mukâbile maʹnâsına ve bu cihetle zarfiyyet üzere mansûb olur; yukâlu: تَوَجَّهَ تِلْقَاءَ النَّارِ وَتِلْقَاءَ فُلَانٍ أَيْ حِذَائَهُ
اَلتِّلْقَاءُ [et-tilḵâ΄] (tâ’nın kesri ve lâm’ın sükûnu ve elifin meddiyle) Masdardır, لِقَاءٌ [liḵâ΄] maʹnâsına. Ve
تِلْقَاءٌ [tilḵâ΄] Mukâbil maʹnâsına zarf dahi gelir; yukâlu: جَلَسَ تِلْقَاءَهُ أَيْ حِذَاءَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı