اَلْإِهْتِزَازُ [el-ihtizâz] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) ve
اَلتَّهَزُّزُ [et-tehezzuz] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Mutâviʹdir, deprenmek maʹnâsınadır; yukâlu: هَزَّزَهُ فَاهْتَزَّ وَتَهَزَّزَ أَيْ حَرَّكَهُ فَتَحَرَّكَ Ve
إِهْتِزَازٌ [ihtizâz] Ferah ve meserretten şevk ve cünbüşe gelmek maʹnâsınadır; ve minhu’l-hadîsu: ḣإِهْتَزَّ عَرْشُ الرَّحْمَنِ لِمَوْتِ سَعْدٍḢ أَيِ ارْتَاحَ بِرُوحِهِ وَاسْتَبْشَرَ لِكَرَامَتِهِ عَلَى رَبِّهِ Saʹd’dan murâd Seyyidü’l-Enṡâr Saʹd b. Muʹâž’dır, radıyallâhu ʹanhu.
اَلتَّهَزُّزُ [et-tehezzuz] (fethateynle ve zâ’nın zammı ve teşdîdiyle) Müteharrik olmak; yukâlu: اَلرِّيحُ تُهَزِّزُ الشَّجَرَةَ فَتَهَزَّزَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı